Nasrettin Hoca, gittiği bir şehirde parasız kalır.
Şehirde yardım isteyebileceği bir tanıdığı da yoktur.
Karnı öyle acıkır ki ne yapacağını şaşırır.
Fırının önünden geçerken mis gibi ekmek kokusu gelir.
Hoca daha fazla dayanamayıp içeri girer.
Taze ekmekleri düzelten fırıncının omuzuna dokunur.
– Merhaba fırıncı!
Bu ekmeklerin hepsi senin mi, diye sorar.
Fırıncı bu garip soruya şaşırır.
– Tabii benim. Niye sordun? Hoca yutkunur.
– Öyleyse ne duruyorsun yesene kardeşim!